CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
(CYBH) insanlık tarihi kadar eski olup gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde en
önemli halk sağlığı sorunlarından birini oluşturmaktadır. Başlıca bulaşma
yolunun koruyucu bariyer olmadan penisin ağıza, vajinaya ya da anüse
penetrasyonu ile gerçekleşen cinsel ilişki olduğu bir grup bulaşıcı hastalığa
CYBH denilmektedir. Bunun dışında anneden bebeğine bulaşma ve kan ve kan
ürünleriyle bulaşma da CYBH’ların bulaşma yolları arasındadır.
Pek çok gelişmekte olan
ülkede CYBH'lar yetişkinlerin sağlık kurumlarına başvurma nedeni olan ilk beş
hastalık içerisinde yer almaktadır.
Bu hastalıklar hem
toplumlar üzerine ciddi ekonomik yükler getirmekte hem de çağımızın en önemli
sağlık sorunlarından biri olan AIDS hastalığına yol açan HIV virüsünün
yayılımını kolaylaştırabilmektedirler.
CYBH'lardan bir kısmı
belirtisizdir. Kişi herhangi bir rahatsızlığı olmadığı için sağlık kuruluşlarına
başvurmaz ve böylece tanısı ve tedavisi gerçekleşemez. Yakınma ve belirti olduğu
durumlarda da kişiler bazı önyargılar ve utanma ya da hizmete ulaşamama
nedeniyle yine sağlık kuruluşlarına başvurmayabilir ve yine tanısı ve tedavisi
gerçekleşmeyebilir. Sağlık kuruluşlarına başvuranlar ise her zaman doğru tanı ve
tedaviyi alamayabilirler. Ayrıca bu hastalıkların tedavisi için standart
koşullara uygun ve kabul gören sağlık merkezlerinin sayısı da oldukça azdır.
Böylece toplumdaki CYBH ların aslında çok az bir kısmı doğru tanı ve tedaviye
ulaşabilir.
Ülkemizdeki CYBH sıklığı
gelişmiş ülkelerdekinden çok daha fazladır. Ancak ülkemiz koşullarında prevelans
ve insidans çalışmaları yapmak oldukça zor olduğundan gerçek rakamlar
bilinememektedir.
CYBH geçişini etkileyen
davranışlar:
- Yakın zamanda cinsel eş değiştirmek,
- Birden fazla cinsel eşe sahip olmak,
- Cinsel eşin birden çok cinsel eşinin olması,
- Seks işçileri, onların müşterileri ile cinsel ilişkide bulunmak,
- CYBH belirtisi olanlarla cinsel ilişkiyi sürdürmek,
- CYBH olanların cinsel eşlerini tedavi olmaları konusunda bilgilendirmemesi.
CYBH geçişini etkileyen biyolojik faktörler:
- Yaş: Genç kadınlar vaginal mukoza ve servikal doku özellikleri nedeniyle enfeksiyona daha duyarlıdır.Kadınların erken yaşta evlendirilmeleri de erken yaşta cinsel aktif olmaları nedeniyle enfeksiyon risklerini arttırmaktadır.
- Cins: Penetratif ilişkide daha geniş mukoza yüzeyi teması söz konusu olduğundan enfekte erkekten kadına CYBH geçme olasılığı enfekte kadından erkeğe bulaşma olasılığına göre daha fazladır.
- Sünnet: Sünnetsiz erkekler sünnetli erkeklere göre daha yüksek CYBH riski altındadır.
CYBH geçişini etkileyen sosyal faktörler:
- Güvenli cinsel ilişki konusunda yetersiz bilgi,
- Kondom elde etme ya da satın almada güçlük,
- Kondomdan hoşlanmamak,
- Kültürel dinsel inançlar,
- Alışılmış, vazgeçilmesi güç cinsel ilişki davranışı,
- Yoksulluk.
Yapılan araştırmalar 19 yaş üzerinde erkeklerde CYBH sıklığının kadınlara göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Bunun nedenleri arasında erkeklerin daha fazla cinsel aktif olması, kadınlara göre daha fazla eş değiştirmesi, erkeklerin büyük kısmının paralı seks satın almaları, kadınlarda bu hastalıkların çoğu zaman belirtisiz olması ve kadınların bazı sosyo-ekonomik nedenler yüzünden sağlık kuruluşlarına başvurmamaları sayılabilir.
CYBH'larda sendrom yaklaşımı:
WHO tarafından önerilen bu yaklaşım hastanın yakınmalarına ait belirtiler ve
muayene sırasında gözlenen bulgulardan yola çıkarak etkene ulaşmayı içeren bir
yaklaşımdır.Bu yaklaşım aşağıdaki tablodaki gibi özetlenebilir:
SENDROM |
BELİRTİLER |
BULGULAR |
OLASI ETYOLOJİ |
Vaginal akıntı |
Vaginal akıntı Vaginal kaşıntı Dizüri Ağrılı cinsel ilişki
|
Artmış vaginal akıntı |
Vaginit: · Trikomoniyazis · Kandidiyazis · Bakteriyel vajinozis Servisit: · Gonore · Klamidya
|
Üretral akıntı |
Üretral akıntı Dizüri Sık idrar yapma
|
Üretral akıntı |
· Gonore · Klamidya |
Genital ülser
|
Genital yaralar |
Genital ülser Büyümüş inguinal lenf nodülleri
|
· Sifiliz · Şankroid · Genital Herpes |
Kasık ağrısı(pelvik ağrı, alt karın ağrısı)
|
Kasık ağrısı Ağrılı cinsel ilişki |
Vaginal akıntı >38°C ateş Palpasyonla kasıklarda hassasiyet
|
· Gonore · Klamidya · Anaerob etkenler |
Skrotal şişme
|
Skrotal ağrı ve şişme |
Skrotal şişlik |
· Gonore · Klamidya |
CYBH'larda danışmanlık
hizmeti:
Danışmanlık hizmetten
yararlanmak üzere başvuranın, konu ile ilgili özel eğitimi ve birikimi olan biri
ile etkileşim sürecidir. Bu süreçte kişinin sorunu, nedenleri, sorunla ilgili
neler yapılabileceği, hangi hizmetlerden nasıl yararlanabileceği, sorunun
tekrarından nasıl korunulacağı konularında birlikte tartışılıp kişiye kendine en
uygun seçeneği bulma konusunda yardımcı olunmalıdır. Bu süreçte kişi sorunuyla
ilgili doğru bilgilere sahip olmanın yanında riskli davranış kalıplarının
farkına varıp bunlardan kaçınma yollarını anlayabilmeli ve yaşam tarzına uygun
çözümler bulup olumlu davranış değişikliklerine adım atmalıdır. Başarılı bir
hizmet:
- Kişi haklarını bilip saygı göstermeyi,
- Duyarlı ve özenli yaklaşımla güven duygusu yaratmayı,
- Başvuranın katılımının güçlendirilmesi konusunda becerikli olmayı,
- Üreme sağlığı, aile planlaması, CYBH'lar konusunda bilgi ve önerilerini başvuranın koşullarına uyarlayabilmeyi,
- Başvuran kişinin dinsel, geleneksel ve kültürel durumunu anlayıp önyargısız davranmayı,
- Gerekli bilgi ve önerileri yalın bir şekilde kişiyi yönlendirmeden sunabilmeyi,
- Soru sorulmasına ve iletişime uygun bir ortam yaratılmasını
- Kişiye yararlı olunamadığı takdirde vakit geçirmeden uygun kişilerden yardım isteyebilmeyi içermelidir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
gibi bilgi sahibi olunduğunda ve gerekli davranış değişiklikleri konusunda
güçlenildiğinde hastalıklardan uzak kalmanın mümkün olduğu durumlarda etkili ve
nitelikli danışmanlık hizmeti çok önemlidir.
CYBH 'larda tedavi:
Etkeni bakteri olan
belsoğukluğu, bakteriyel vaginoz, başlangıç dönemindeki frengi ve etkeni mantar
olan kandidoz antibiyotikler ya da antifungallerle kolay tedavi edilir. İlaçlar
ağız yolu ile, şırınga edilerek veya deri ve mukozadaki lezyon üzerine pomat
şeklinde sürülerek kullanılır. Trikomoniyaz, uyuz ve kasık biti bitlenmesi de
kolay tedavi edilir. Hepatit B, genital herpes, genital siğil ve HIV enfeksiyonu
etkeni olan viruslar üzerine kesin etkili ilaçlar bulunmadığından kolay etdavi
edilemezler. Genital herpes ve genital siğil tedavi edildiğinde belirtileri
iyileşir, ancak çok defa nüküs ettikleri (tekrarladıları) görülür. Hepatit B'de
belirtilerin düzelmesi için bazı ilaçlar kullanılır ve hastalık zamanla
iyileşmeye bırakılır. HIV enfeksiyonunun bugün için kesin tedavisi yoktur. Ancak
HIV'li kişilerin daha uzun ve sağlıklı yaşamalarını sağlayacak bazı ilaçlar
kullanılmaktadır. Antibiyotik tedaviniz bittikten sonra, laboratuvar
muayenelerini tekrar ettirilip etkenin varlığı yeniden araştırılmalıdır.
Tedaviden sonra yine de hastalık belirtileri varsa, aynı zamanda birden fazla
hastalığın bulunduğu düşünülmeli ve tedavi buna göre şekillendirilmelidir.
Ayrıca tedavi sırasında mutlaka cinsel eşlerinde tedaviye katılması
sağlanmalıdır.
Tedavi edilmezse
belsoğukluğu, klamidiyoz, üretrit ve servisit kısırlığa, frengi çeşitli
organlarda harabiyete sebep olur. Tedavi edilmeyen CYBH'larda hastanın
yakınmaları devam eder. Bazen belirtiler kaybolur ancak hastalık kendiliğinden
iyileşmez. Kişi taşıyıcı durumundadır. Hastalığı cinsel partnerlerine
bulaştırmaya devam edebilir. Kişi tedavi edilerek bu taşıyıcılık durumundan
kurtarılır.
Başlıca CYBH'lar:
HIV İNFEKSİYONU VE AIDS
AIDS'in etkeni HIV
"Acguired Immune Deficiency Syndrome" kelimelerinin baş harflerinden oluşmuştur
ve "Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu" demektir. HIV girdiği vücutta
enfeksiyon oluşturur. Özellikle CD4+T lenfositlerine yerleşir. Vücuda giren
mikropları harap etme görevi olan CD4+T hücreleri artık bu görevi yapamaz ve
vücudun bağışıklık sistemi giderek zayıflar. Bunun sonunda vücudun mikroplara
karşı koyma yeteneği azalır ve ve yok olur. HIV enfeksiyonlunun ve AIDS
hastasının kanında, sperm sıvısında veya vagina sıvısında HIV bulunur. HIV kan
nakli ile, HIV'li kan bulaşmış kesici ve delici aletlerle, şırınga ve iğnesi ile
bulaşır. En önemli bulaşma yolu cinsel ilişkilidir ve her türlü (vaginal, anal,
oral) cinsel ilşki ile bulaşır. Sperm sıvısı, vagina sıvısı ve adet kanında
bulunan HIV'ın ağıza girmeside bulaşmaya sebep olur. Gebelikte, doğum sırasında
ve süt emzirmede anneden bebeğine HIV bulaşabilir. CYBH'ı olanlar AIDS'e daha
duyarlıdırlar.
Tanıda kullanılan anti-HİV
testi ile kanında antikor bulunan kimseye "HIV pozitif" kişi denir. HIV
taşıyıcısı enfeksiyonunu başkalarına bulaştırabilir. Antikorlar HIV vücuda
girdikten 3 ay sonra oluşurlar. Şüpheli durumdan 3 ay geçmeden test
yapılmamalıdır. HIV enfeksiyonu başladıktan sonra AIDS hastalığının oluşması
için geçen dönem 5-15 yıl gibi çok uzundur. Bu süre içinde kişi hiçbir belirti
hissetmeyebilir. Bu süre sonunda zayıflayan bağışıklık sistemi pek çok hastalığa
açık hale gelir. HIV enfeksiyonunda HIV'e karşı antikorlar oluşursa da bu
antikorlar CD4+Thücrelerinin içine yerleşmiş olan HIV'e etkili olmazlar. Direnci
azalan vücutta, HIV'in etkisi yanında çeşitli mikroplar (bakteri,mantar, virus,
protozon) deri, solunum, sindirim, merkez sinir sistemi gibi muhtelif doku ve
organlara yerleşip hastalık oluştururlar; bunlara "fırsatçı enfeksiyonlar"
denir. Ayrıca direnci kırılmış vücutta Kaposi sarkomu ve lenfoma gibi kanserler
gelişebilir. HIV enfeksiyonu başladıktan sonra, kişinin yaşam koşullarına ve
vücut direncine göre AIDS hastalığı belirtileri yılar sonra ortaya çıkar.
AIDS'li hasta çok defa fırsatçı enfeksiyonların oluşturduğu komplikasyon sonucu
ölür.
AIDS'in bugün için kesin
tedavisi yoktur. Ancak tedavideki son gelişmeler hastaların daha uzun ve
nitelikli bir ömür sürmelerini sağlamaktadır
HEPATİT B
Etken olan Hepatit B virusu
karaciğer iltihabına( hepatit) neden olur. Kuluçka süresi 2-6 ay arasında
değişir. Belirtileri yorgunluk, halsizlik, bulantı, karın ağrısı, bazen
eklemlerde ağrı ve ateştir. Daha sonra sarılık belirir; gözlerin beyaz kısmı,
bazen deri sararır. İdrarın rengi koyulaşır, dışkının rengi çok açılır.
Belirtiler haftalarca bazen aylarca kalır. Hepatit B vakalarının %90'ında virus
vücuttan tamamen yok olur ve belirtiler kaybolur; %5-10 vakada virus vücutta
kalır, antikorlar meydana gelmez ve kişi taşıyıcı olur. Taşıyıcıda belirti
yoktur ve sağlıklı görülür %1 hepatit B vakası iyileşmez ve ölümle sonuçlanır.
Virus infekte kişinin kanında, sperminde vagina sıvısında, ve tükürüğünde
bulunur. Özellikle kanla ve cinsel ilişki ile bulaşır. Son yayınlarda oral
bulaşmadan da söz edilmektedir. Kan nakli için alınan kanlar test edilmekte ve
kan yoluyla bulaşan hastalıklar konusudna taranıp öyle transfüzyonuna izin
verilmektedir. Kişide hepatit B varsa kanı başkasına verilmez. Kanla bulaşmadan
korunmak için viruslu kanla temas etmemelidir. Şırınga ve iğne, diş fırçası ve
traş makinası bulaşmaya neden olabilir. Akut HBV enfeksiyonu tedavisinde etkene
yönelik tedavi yoktur. Genellikle genel durumu düzeltmeye yarayan destekleyici
önlemler kullanılır. Kronik enfeksiyonlarda ise viral replikasyon
değerlendirilerek gerekirse interferon uygulanabilir. Vakaların %40 ında bu
tedavi başarılı olabilmektedir. Bunun yanı sıra antiviral ilaçlar örneğin AIDS
tedavisinde de kullanılan Lamivudine in HBV tedavisinde de etkili olduğunu
gösteren çalışmalar vardır. Nadir olarak taşıycıda kronik karaciğer iltihabı ve
daha sonra kanser oluşur. Hepatit B'den korunmanın en önemli yolu aktif
bağışıklamadır.
BEL SOĞUKLUĞU (GONORE)
Çok yaygın görülen bu
hastalığın etkeni gonokoklardır. Hastalığın kuluçka süresi 2-6 gündür. Üretra
(dış idrar yolu), vagina, anüs, ve boğaz mukozası iltihaplanır. Erkekte üretra
ağzından sarı yeşilimsi akıntı mevcuttur. İdrar yaparken yanma ve ağrı vardır,
sık sık ve az miktarda idrara çıkılır. Bazen hiç belirti olmayabilir. Kadında
çoğunlukla belirti yoktur. Normalde görülen vagina akıntısı artabilir, yeşil
veya sarı renkte ve kötü kokuludur. İdrar şikayetleri bulunabilir. Kadında ve
erkekte akıntı ağıza bulaştığında boğaz enfeksiyonu olur, ağız içi ve boğaz
kızarır ve ağrı vardır. Anüs infekte olduğunda genellikle belirti olmaz, anüste
yanma ve hafif ağrı olabilir, dışkıda müküs ve kan görülebilir. Gonokok göze
bulaştığında göz iltihabı yapar. Doğum sırasında çocuğun gözüne bulaşıp
iltihaplanmasına sebep olabilir. Belsoğukluğu kolay tedavi edilir. Kas içine
uygulanan seftriakson ile birlikte doksisilin veya tetrasiklin türevleri ile
tedavi yapılır. Hastanın cinsel eşine de tedavi verilir ve cinsel perhiz
önerilir. Tedavi edilmezse, erkekte ve kadında infertiliteye neden olabilir.
FRENGİ (SİFİLİZ)
Frengi çok tehlikeli,
kuluçka süresi 2-12 hafta olabilen bir hastalıktır. Frenginin etkeni spiroket
cinsinden treponema pallidumdur.Kronikleşmeye eğilimlidir ve başlangıcından
itibaren sistemik belirtiler verebilir. İlk yerleştiği yer penis, vagina anüs va
ağız olabilir. Frengide bir veya daha fazla sayıda, üstü açık, bir cm
boyutlarında sert ve ağrısız "şankır" denilen yaralar oluşur. Vagina ve anüsün
içinde olduğunda şankır görülemez. Etken daha sonra kan yolu ile bütün vücuda
yayılır. Kasık ve boyun lenf bezleri şişebilir. Tedavi edilmezse de şankır
kendiliğinden iyileşir. Şankırın iyileşmesi hastalığın geçtiği anlamına gelmez,
frenginin ikinci dönemi başlar; ellerde, ayaklarda ve vücudun diğer kısımlarında
kırmızılıklar oluşur ve bir süre sonra geçer. Ayrıca baş ve boğaz ağrısı, ateş
yorgunluk, saç dökülmesi, genital bölgede siğile benzer döküntüler olur. Tanıda
serolojik testler ( VDRL, RPR) kullanılır. Gebelikte anneden çocuğa frengi
geçer. Frengi penisilin tedavisi ile tamamen iyileşebilir. İlk ve ikinci dönemde
tedavi edilmezse etken vücutta kalır ve hastalığın uyuyan dönemi başlar. Kişi
hastalığın farkında değildir, ancak yapılan test hastalığı belirler. Yıllar
geçince beyin harabiyeti sonucu akıl hastalığı, omurilik harabiyeti sonucu felç,
kalp hastalıkları, körlük ve kemik iltihapları ortaya çıkar.
BAKTERİYEL VAGİNOZ
Vaginada, normalde bulunan
laktobasillerin asit üretimi ile, ortam asit reaksiyondadır ve birçok bakteri
vaginada üreyemez. Antibiyotik kullanımı gibi sebepler laktobasilleri
etkileyerek reaksiyonunu azaltır ve bu ortamda çeşitli bakteriler, özellikle
anaerop bakteriler ve mantarlar üreyebilir. Bakteriyel vaginoz etkeni olan
Gardnarella vaginalis şartlar uygun olduğunda vaginada üreyip iltihap yaparak
bakteriyel vaginoz oluşturur. Bu hastalıkta vaginadan kötü kokulu akıntı gelir,
vaginada kaşıntı olabilir. Erkek infekte olsa da beliti görülmez. Belirti
görüldüğünde tedaviye başlanır ve kolay tedavi edilir. Tedavide genelde
metranidazol kullanılır.
KLAMİDİYOZ
Çok yaygın görülen bu
hastalığın etkeni chlamydia trachomatis adlı mikroorganizmadır, hastalığın
kuluçka süresi 1-2 haftadır. Kadında servisit ve üretrite neden olur. Erkekte
peniste akıntı olur, çoğunlukla sabahları bir damla şeffaf akıntı,dizüri
görülür. Kadında vagina mükopürülan akıntı,dizüri, vulva ve perinede hafif
kaşıntı ve karın ağrısı olur. Klamidyozda bazen hiç bir belirti görülmeyebilir,
fakat kişi bulaştırıcıdır. Bel soğukluğu ile birlikte bulunabilir. Doğum
sırasında anneden bebeğine bulaşabilir. Klamidyoz kolay tedavi edilebilir.
Tedavi edilmezse; kadında salpenjite, ektopik gebeliklere ve infertiliteye neden
olabilir. Erkekte de infertiliteye yol açabilmektedir. Tedavide doksisilin,
tetrasiklin, azitromisin ya da ofloksasin seçeneklerinden biri kullanılmalıdır.
KANDİDA VAJİNİTİ
Etkeni kandida cinsi
mantarlar, özellikle Candida albicans'tır. Hastalık hafif seyirlidir. Cinsel
ilişki olmadan da insana bulaşabilir. Fazla yorgunluk, stres, OKS kullanımı
diyabet, gebelik, fazla ve uzun süreli antibiyotik kullanımı enfeksiyonu
kolaylaştırır. Kuluçka dönemi 2-5 gündür. Kadınların çoğunda özellikle gebelikte
hiç bir belirti yoktur. Kadınlarda disparoni, dizüri, vaginadan peynirimsi beyaz
akıntı, vulvada yanma ve kaşıntı, vajen ve vulvada ödem ve hiperemi görülebilir.
Erkekte çoğunlukla belirti görülmez, penisin ucunda kızarma ve kaşıntı olabilir.
Tedavi kolaydır, antimikotik maddeler kullanılır. Belirtiler olduğunda tedaviye
başlanmalıdır.
ÜRETRİT VE SERVİSİT
En sık görülen nedenleri
Neisseria gonorrhoeae ve Chlamidia trachomatis dir. Servisiti olan kadınlarda
anormal vaginal akıntı olabilirse de çoğu zaman semptom yoktur. Çoğu zaman
farklı nedenlerle yapılan jinekolojik muayenelerde saptanır. Başlıca iki tip
semptomatik servisit vardır:
- Enfeksiyöz: Servikal kanal epitelinde enfeksiyon vardır. Epitel serviksin dış ağzından vajene doğru dışa dönmüştür. Eğer tedavi edilmezse uterus ve adneksleri tutarak PID ye neden olur.İki ana nedeni gonore ve klamidyadır.
- Ektopik: Normal kanal epiteli vajene doğru kanal dışına dönmüşütr. 16 yşından küçüklerde ve oral kontraseptif kullananlardadaha sık görülür. 35 yaş üzeri kadınlarda çoğunlukla neden mekanik, kimyasal travmalar veya HPV gibi viral enfeksiyonlardır.
Tedavi etkene yönelik
yapılmalıdır. Tedavi edilmezse infertiliteye neden olabilir.
GENİTAL HERPES
Tedavisi olmayan
tekrarlayan ülserlerle karakterize viral bir hastalıktır.Olgularda özellikle
HSV-2 yanında az olarak HSV-1 ile enfeksiyonda sözkonusudr. Bulaşma cinsel
ilişki ile olur.Kuluçka süresi 2-20 gündür. Hastalık kaşıntılı ve yanmalı
lokalize eritemli bir plkala başlar. Daha sonra eritemli zeminde veziküller ve
bu veziküllerin spontan rüptürü ile ortaya çıkan girintili çıkıntılı kenarlı
ülserlerin görülmesi hastalık için tipiktir.Ateş, halsizlik, ağrılı LAP lar
görülebilir. Primer enfeksiyondan sonra rekürren enfeksiyonlar görülür. Tedavide
ilk epizodda ve rekürren epizodlarda asiklovir kullanılır.Cinsel eşde tedavi
edilmelidir.
GENİTAL SİĞİL (KONDİLOMA
AKÜMİNATUM)
Genital ve anal siğillerin
nedeni human papilloma virüstür. Kuluçka dönemi 9-12 aydır. Lezyonlar tek ya da
çok sayıda, yumuşak, ağrısız, karnıbahar görünümünde olup genelde anüs,
vulvovajinal bölge, penis, üretra ve perinede yerleşir.Tnı tipik görünüme
dayanır. Cinsel ilişki ile bulaşır. Tedavisi çok doyurucu değildir. Tedavide
kriyoterapi, podofilin, veya trikloroasetik asit kullanılır. Servikal
kanserlerle ilintilendirilmektedir.
MOLLUSKUM KONTAGIOZUM
Etkeni poxvirus grubundan
Molluscum contagiosum dur. Cinsel ilişki dışında vücut teması veya ortak
kullanılan havlu ya da eşyayla da bulaşabilir. Kuluçka süresi 1 hafta ile 6 ay
arasında değişir. 2-4 mm çapında, bazen daha büyük, kül renginde inci gibi
siğile benzer nodüller oluşur, tek tek ya da gruplar halinde görülür. Nodüller
genital bölgede, kollarda, bacaklarda, ve saçlı deride bulunabilir. Kaşınma ve
ağrı olabilir. Çoğunlukla kendiliğinden iyileşme görülür. Tedavide her lezyon
sıkılıp içindeki peynirimsi madde çıkarılır ve içine fenol uygulanır.
TRİKOMONİYAZİS
Etkeni protozoon cinsinden
Trichomonas vaginalisdir. Kdınlarda vajen ve serviksde erkekde üretra ve
prostatda enfeksiyona neden Oldukça yaygın, hafif seyirli, kuluçka süresi 4-20
gün olan bir CYBH dır. Vücutta uzun süre bulunduğu halde belirti vermeyebilir.
Erkekte belirti çok seyrek görülür. Bazen sabahları penisin ucunda hafif bir
akıntı olur, idrar yaparken hafif yanma olabilir. Kadında da semptom olmayabilir
ya da vaginal akıntı,vajen ve vulvada kaşıntı şikayeti olabilir. Akıntı köpüklü,
sarı yeşil renkte ve çok kötü kokulu olabilir, bazen ağrı vardır. Tedavide
metronidazol kullanılır. Eşlerin tedaviside önemlidir.
UYUZ
Uyuz hastalığını oluşturan
parazit kene türü Sarcoptes scabiei dir. Dişi parazit deride incecik tüneller
açarak yumurtalarını bırakır. 3-4 gün sonra yumurtalar açılır ve 18 günde
parazit erişkin şekle geçer. Uyuz fazla kaşıntı yaparak rahatsızlık verir. Tipik
olan parmak aralarındaki kaşıntılardır. Uyuz kişi ile yakın temasta parazitin
geçişi sonucu bulaşır. Böcekler vücuda geldikten 3 hafta sonra vücutta
çoğunlukla akşam ve gece kaşıntı başlar, kaşıntı yatakta çok artar, özellikle
bilekte ve parmaklar arasında, kırmızı-mor nokta şeklinde tünellerin ağızları
görülür. Genital bölgede de küçük morumsu noktalar görülebilir. Fazla kaşıntı
derinin yaralanmasına sebep olur. Uyuz tedavi ile kolayca iyileşir. İlaçla ölen
uyuz parazitleri deride allerjik reaksiyon yapabilir ve kaşıntıya sebep olurlar.
Birlikte yaşayan kişilerin beraber tedavi olmaları gerekir.
KASIK BİTİ
Kuvvetli bacakları ile kıla
tutunan kasık biti özellikle pubisteki, kasıktaki ve genital bölgedeki kıllara
yerleşir. Vücudun ön kol, göğüs gibi diğer kısımlarına da yerleşebilir. Deriden
kan emer ve kaşıntı yapar. Deride kırmızı morumsu lekeler görülür. Tedavisi
kolaydır, bit öldüren ilaçlar deriye sürülür. Bir hafta sonra tekrar ilaç
sürerek yumurtadan çıkan yavrular da öldürülür. Tedaviye başlandığında
çamaşırlar, yatak takımları ilaçlanıp yıkanmalı, kasık biti ve yumurtalarından
arındırılmalıdır.
Kaynaklar:
Cinsel Yolla Bulaşan
Hastalıklar Tanı ve Tedavi Rehberi, O. Neyzi, N. Yolsal,İKGV
Cinsel Temasla Bulaşan
Hastalıklar, E.T.Çetin
http://web.inonu.edu.tr/~tsahin/dokuman/turizm/cybh.doc adresinden alınmıştır.