R. Levent BÜYÜKUYSAL
Linki görmek için üye olunuz
Kelime anlamı ile direnç, hastalık etkeni bakteri ve mikroorganizmaların antibiyotik ve diğer kemoterapötik ilaçlar tarafından etkilenmemesi demektir. İlk kez 2. Dünya Savası sonrasında gonokok ve stafilokok türlerinin penisiline direnç kazanması ile fark edilen bu olumsuz gelismeyi, sonraları diğerleri takip etmistir. Antibiyotik direnci, doğal veya sonradan kazanılmıs direnç olmak üzere iki ana baslık altında incelenebilir. Gerçekte klinik bakımdan bir sorun olusturmayan ve bu derlemenin konusu dısında kalan doğal direnç, antibiyotik tarafından etkilenmeyen ve onun spektrumu dısında kalan mikroorganizmaları kapsar. Bazı mikroorganizmalar bazı antibiyotiklere doğal olarak direnç gösterirler, dolayısıyla o antibiyotik tarafından etkilenmezler. Örneğin S. pneumoniae suslarının önemli bir kısmı eritromisin, klaritromisin, azitromisin gibi makrolid grubu antibiyotiklere, P. aeruginosa penisilin G, tetrasiklinler, kloramfenikol, streptomisin, sülfonamidler gibi 1960 öncesi tedaviye giren antibiyotiklere doğal olarak dirençlidir. Kazanılmıs direnç olayında ise, antibiyotik, baslangıçta mikroorganizma üzerinde etkilidir. Ancak zamanla, asağıda özetlenmeye çalısılacak mekanizmalar sonucu antibiyotiğin etki gücünde azalma meydana gelir. Antibiyotiğin mikroorganizma üzerindeki minimum inhibitör konsantrasyonunun (MİK) zamanla yükselmesi, antibiyotiğe karsı direnç gelistiğinin bir göstergesidir. Bazen kazanılan direnç, serum veya dokudaki antibiyotik konsantrasyonunun makul seviyelere çıkartılması ile yenilebilir (nispi-relative kazanılmıs direnç). Ancak bazen gelisen direnç nedeni ile MİK’deki artıs o kadar fazla olur ki, serum antibiyotik konsantrasyonunun mikroorganizmayı etkileyecek düzeylere çıkartılabilmesi pratik olarak olanaksızlasır (tamabsolute kazanılmıs direnç). Örneğin, gentamisine karsı P.aeruginosa’da gelisen dirençte olduğu gibi.
Direnç ile ilgili bilinmesi gereken bir diğer önemli konu, aynı tür mikroorganizmanın birden fazla antibiyotiğe direnç kazanabilmesi olayıdır. Bu ya multipl direnç, ya da çapraz direnç seklinde olabilir. Multipl direnç, mikroorganizmanın kimyasal yapısı veya etki mekanizması farklı birden fazla antibiyotiğe karsı kazandığı direnç seklidir. Çapraz direnç ise, bir antibiyotik türüne direnç kazanan mikroorganizmanın, kimyasal yapısı ve/veya etki mekanizması benzer olan bir diğer antibiyotiğe direnç göstermesidir. Örneğin, seftazidimin genis spektrumlu beta laktamaz olusumunu indüklemesi, diğer 3. kusak sefalosporinlere de direnç gelismesine neden olur. Benzer sekilde oksitetrasikline direnç gelismesi, buna benzer yapıda olan tetrasikline de direnç gelismesine yol açar. Ancak bunun genel bir kural olduğu veya direnç gelismesinin antibiyotiğin bağlı olduğu sınıfla direkt iliskili olduğu düsünülmemelidir. Ajana spesifik direnç seklinde, çapraz dirençten farklı olarak, sadece o antibiyotiğe direnç gelismesi, ancak onun içinde yer aldığı diğer antibiyotiklere duyarlılığın devam etmesi söz konusudur. Örneğin S. aureus, S.pneumoniae tetrasikline güçlü bir direnç gösterirken, doksisiklin veya minosikline gelisen direnç çok daha az derecededir. Benzer sekilde, P. aeruginosa gentamisin ve imipeneme yüksek potensli direnç gösterirken, amikasin ve meropeneme ciddi bir direnç gelismesi söz konusu değildir.
Tagler: Antibiyotik, Direnç
Comments: (0)
Henüz yorum yapılmamış