2008 Eylül Dönemi TUS’unda %50’nin üzerinde başarı gösteren fakülteler: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinin İngilizce ve Türkçe bölümleri, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakülteleri oldu. Atatürk, Cumhuriyet, Çukurova, Dicle, Fırat, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Kırıkkale, Ondokuz Mayıs, Süleyman Demirel, Trakya, Zonguldak Karaelmas, Maltepe, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültelerinde ise TUS’ta başarı oranı %30’un üzerine çıkamadı.
Mezunlarının aldıkları ortalama puanlara göre yapılan sıralamada İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi birinci, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce) ikinci ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi üçüncü sırada yer aldı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi (İngilizce) mezunları ortalama olarak, temel tıpta 56.840, klinik tıpta 56.641 puan aldı. 2008 Eylül Dönemi hem klinik tıp hem de temel tıp puanları sıralamasında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi (İngilizce), Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi (İngilizce), Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi mezunları ilk beş sırada yer aldı.
2008 Eylül Dönemi TUS’ta klinik tıp puanı sıralamasında son beşte yer alan fakülteler Zonguldak Karaelmas, Yeditepe, Ondokuz Mayıs, Maltepe ve Kadir Has Üniversitesi Tıp Fakülteleri oldu. Temel tıp sıralamasında da Yeditepe, Kırıkkale, Zonguldak Karaelmas, Maltepe ve Kadir Has Üniversitesi Tıp Fakülteleri son sıralarda yer aldı.
İlk 10’da 5 Cerrahpaşalı var
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, eylül ayında yapılan sınavda TUS birincisinin Cerrahpaşa’dan çıktığını, bu TUS’ta ilk 10’a giren 5 kişinin Cerrahpaşa mezunu olduğunu söyledi.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesindeki sekiz amfinin fiziki şartlarını ve teknik olanaklarını yenilediklerini, eğitim ortamlarını tümüyle restore ettiklerini anlatan Yıldırım, fakültenin TUS başarısının ardındaki gerçekleri şöyle anlattı:
“40. yılda 40 kitap projesiyle öğrencilere yönelik 35 ders kitabı yazdık. Bunların 20’den fazlası basıldı. Son üç yıl içinde intörn ve pratisyen hekimlere yönelik 25 sempozyum düzenledik. Öğrenciler bunların çoğuna katıldılar. Eğitim ortamının düzelmesi öğrencilere ciddi bir motivasyon sağladı. Fakültemiz web sayfasında 520 öğretim üyemizin öz geçmişlerinin olduğu bölümde şifresiz olarak erişilebilen ders sunumları bulunuyor. Eğitimciler, öğrenciler, eğitim ortamları bir bütündür. Bunların seviyesini artırmayı hedefliyoruz. Cerrahpaşa’da eğitimle ilgili yeni atılımlar içindeyiz.”
Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, TUS başarısının fakültenin başarısını gösterip göstermediğinin çok tartışmalı bir konu olduğunu, düzenledikleri anketlerde öğretim üyelerine de başarının ölçütünü sorduklarını kaydetti. Bu soruya öğretim üyelerinin bazılarının “İyi hekim yetiştirmek” diye cevap verdiğini dile getiren Yıldırım, “Bu biraz havada kalan bir cevap. ‘İyi hekim’in geniş bir tanımını yapmak gerekir. Bazı öğretim üyeleri de TUS’un fakülte başarısını gösterdiğini savunuyor. Ben bu iki görüşe de katılıyorum ama iyi hekimlik kavramı uzun süreli olarak hekimin başarısının takip edilmesiyle anlaşılabilecek bir şey. Fakat kısa sürede bu başarıyı gösteren sınav da bir ölçüt olabilir. TUS, başarıyı tam göstermese de kullanılabilecek bir ölçüttür. Þu an için kullanılabilecek başka bir kriter de yok.” dedi.
“TUS gerçeğini görmezden gelemeyiz”
Prof. Dr. Yıldırım, Cerrahpaşanın eğitim programında intörnlük döneminde sınav olmadığını, öğrencileri staj döneminde okulda tutacak program olmazsa öğrencilerin TUS dershanelerine gideceğini söyledi. Bu durumda 6 yıllık tıp fakültelerinin eğitim süresinin 5 yıla ineceğini dile getiren Yıldırım, uzmanlaşmanın toplumda kabul açısından önemli bir gösterge haline geldiğini ifade etti. Yıldırım, şöyle devam etti:
“Öğrenciler bütün hedeflerini TUS’u kazanmak üzerine kuruyorlar. Hafta içi bile bu TUS dershanelerine ‘kaçan’ öğrencilerin olduğu biliniyor. Fakültelerde TUS’a yönelik özel bir çalışma yürütülmüyor. Yaptığımız anketlerde bazı öğretim üyeleri fakültede TUS’a yönelik bir kurs verilmesi gerektiğini savunurken, bazıları fakültelerin görevinin bu olmadığını dile getiriyor. Ama ülkemizde bir TUS gerçeği var, bunu görmezden gelemeyiz. Eğitim de buna yönelik olmalı. TUS bir savaşsa bunu kazanmak için ‘taktik savaş’ yürütülmeli. Öğrenci onu bir hedef olarak görüyor. Fakülteler genel bir tıp eğitimi yapmakla görevli. Ama bir de ülkemizin bir gerçeği var. TUS’a yönelik mutlaka bir eğitim verilmesi de gerekiyor. Ben her anlattığım konunun son dersinde TUS’ta çıkmış sorularla ilgili bir bölüm yaparım; bunu da öğrencilere basılı olarak dağıtırım. Her öğretim üyesinin buna benzer bir uygulama yapması lazım.”
TUS başarısı kullanılan bir kriter
Çanakkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Reşit Ersay, 2002 yılından itibaren öğrencilerinin İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde eğitim görmeye başladığını, 2007’den itibaren de Çanakkale’de eğitime başlandığını söyledi. TUS sonuçlarının fakültelerin başarı durumunu tam olarak göstermese de TUS sıralamasında üstlerde yer almanın gurur verici olduğunu ifade eden Ersay, “Akademisyenler olarak temel hedefimiz tıp fakültelerinde iyi hekim yetiştirmektir. TUS, uzmanlık için bir yeterlilik sınavıdır, dolayısıyla bu iyi hekim yetiştirmenin temel göstergesi olamaz. Ama ne yazık ki Türkiye’de hemen hemen her kuruluş bu fikrime katılsa bile TUS başarısını fakültenin başarısı açısından bir ölçüt olarak kullanır. Bu herkes tarafından sözde yadsınsa bile kullanılan bir kriter” diye konuştu.
Öğrenciler çok yönlü olmak zorunda
Her tıp fakültesi gibi iyi, tüm donanımları sağlanmış, özellikle çekirdek eğitim programına uygun bir hekim yetiştirmenin temel hedefleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Reşit Ersay, şunları kaydetti:
“Ama mezunlarımızın da bütün tıp fakültesi mezunlarının öncelikli hedefi olan uzmanlık sınavında başarılı olmasını da isteriz. Öğrenciler çok yönlü olmak zorunda. Hem iyi hekim hem de sınavda başarılı olmalılar. Dekanların her iki ölçütü de gözetmesi gerekir.
Henüz intörnlük döneminde öğrencisi olan bir tıp fakültesi değiliz. İntörn öğrencilerimiz hâlâ Cerrahpaşa’da eğitim alıyor. Ama TUS sadece son birkaç yıl içindekilerin değil, bütün fakülte yaşamı boyunca alınan bilgilerin sorgulandığı bir sınav. Eğer öğrenciler ilk beş sene içindeki eğitim sürecini doğru yaşamışlarsa, bilgileri özümseyerek öğrenmişlerse intörnlük dönemindeki eğitim süreçleri çok olumsuz etkilenmeyecektir.”
İnönü basamakta yükseldi
Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Özerol, fakültelerinin TUS’ta altı basamak yükseldiğini belirterek, “Türkiye'deki 47 tıp fakültesi arasında daha önceden 24. sırada yer alan fakültemiz, 18. sıraya yükseldi.” dedi. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunlarından 3 kişinin, Eylül 2008 TUS’ta ilk 100’e girdiğini dile getiren Özerol, puan sıralamasında bir öğrencilerinin Türkiye ikincisi, bir öğrencilerinin Türkiye 69.su, bir öğrencilerinin de 89. olduğunu kaydetti.
---
6.4.2008 tarihli medimagazin dergisi'nden
Tagler: Tus
Comments: (0)
Henüz yorum yapılmamış